Gölyazı

Uluabat Gölü kenarında bir yarım ada üzerinde kurulan köyün eski ismi ‘Apollonia’dır. Kuruluşu M.Ö. 6. yüzyıla kadar gitmekte olup, antik dönemde ‘Apollonia ad Ryndacum’ olarak anılmaktadır.

Bursa-İzmir karayolunun 35. kilometresinden güneye sapıldığında 7 km içeride bulunan Gölyazı, Uluabat Gölü kıyısındaki iki alçak tepeden oluşan küçük bir yarımada üzerine kurulmuştur.

Gölyazı, leyleklerle insanların iç içe yaşadığı bir yerleşim yeridir ve 2004 yılından bu yana çeşitli kamu ve sivil toplum kuruluşlarının desteklediği "Leylek Dostu Köyler Projesi” kapsamındaki leylek dostu köylerden birisidir. Evliya Çelebi (1659) seyahatnamesinde, gölden çıkartılan kerevit, sazan ve turna balığından, üzüm bağlarından, meşhur Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınan bölgede ayrıca, yapılış tarihi bilinmeyen tarihi bir cami ve hamam ile bugün “ağlayan çınar” adıyla anılan ve beldenin yarımadayla bağlantısını sağlayan köprünün başında bulunan 400 yıllık çınar da görülmeye değer bir doğa harikasıdır.

19. yüzyılın ikinci yarısında yapıldığı tahmin edilen Aziz Panteleiman Kilisesi’ni restore ederek kültür evi olarak açmıştır.